“`html

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’den Ön Seçim Değerlendirmesi

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, partisinin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için gerçekleştirdiği ön seçim uygulamasını eleştirerek, “Bu durum benim görüşüme göre uygun bir yaklaşım değildi, fakat elbette ki farklı nedenlerle bu yöntem benimsendi. Ben düşüncelerimi hem Genel Başkan’la hem de kamuoyuyla paylaştım. Zamanlaması bence hatalıydı ve ayrıca gündemdeki diğer konuları gölgede bıraktığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Seçer, gündemi değerlendirmek üzere Duvar’dan Ceren Bayar ile bir araya geldi.

-Cumhurbaşkanı adayının ön seçimle belirlenmesini nasıl buluyorsunuz?

Bence bu yöntem doğru bir yaklaşım değildi. Ancak elbette değerlendirilmesi gereken farklı sebepler mevcut. Hem Genel Başkan’la hem de halkla bu konudaki düşüncelerimi paylaştım. Zamanlama açısından ise katılmadığım noktalar var. Gündem işgali olarak nitelendiriyorum bunu.

-31 Mart seçimlerinde partinizde yüksek bir ‘zafer ruhu’ hakimdi. Bu ruh halen devam ediyor mu?

Ben 31 Mart’ı bir zafer olarak değil, bir seçim başarısı olarak değerlendiriyorum. Bizim yükselişimiz, iktidarın düşüşü ile 31 Mart tarihinde kesişti.

Geçmişe gidecek olursak; CHP, Kemal Bey dönemi boyunca hem olumlu hem de olumsuz yönleriyle mücadele etti. O süreçte sağ seçmen, CHP’ye oy vermeyi öğrendi. Biz de sağ seçmenle temas kurmayı, onlarla iletişim kurmayı keşfettik. Bu, 2024 seçimlerine kadar uzanan uzun bir sürecin sonucudur. Seçim sonuçları bizi nispeten yüksek gösterdi.

İktidar Umudu Belediyelerde Diri

Belediyelerin siyasette önemli bir rolü var ve bu durum halen geçerliliğini koruyor. Halkla en yakın iki irtibat makamı, muhtarlık ve belediye başkanlığıdır. İktidar umudunu belediyeler yaşatıyor. Hala sahada iktidardan birkaç adım öndeyiz.

Bu partinin bir parçası olarak söylediklerim yanlış anlaşılmasın. Daha güçlü olmak için daha fazla çaba sarf etmeliyiz. Hata ve eksiklerimize rağmen belediyelerimiz başarılı bir şekilde ilerliyor. Genel Merkez’de bugüne dek Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili birçok konuda tartışmalarda bulunduk. Bu konularda ilerleyen zaman içinde çözümler de ortaya çıkacaktır.

Memnuniyet Anketine Değerlendirme

-Genel Merkez’in belediyelerle ilgili memnuniyet anketinde Mersin’in en üst sıralarda yer aldığı bilgisi var. Bu memnuniyeti nasıl sağladınız?

Yürüttüğümüz çalışmalar süreklilik gerektiriyor. Bu sürekliliği sağlamak oldukça kıymetli. Mersin’de öyle bir sistem kuruldu ki; bir başkası da gelse bu sistem devam edecektir.

Ayrıca, sebze meyve halinde açtığımız kreş projesi dikkat çekici. O mahalle, dar gelirlilerin yaşadığı bir bölge. Bu bir siyasi mesaj ve sahildeki okuma salonu da benzer şekilde bir başkaldırıdır. İkinci bir salonu en lüks otelin yanına yapmayı planlıyoruz bu da bir isyan niteliğindedir.

Devlette süreklilik esastır. Özellikle deneyimli bireylerin, geçmişte yaşananlardan ders alarak politika belirlemeleri gerekir. Birçok belediye başkanının bu birikimi bulunmuyor; bu nedenle belirsizlikler yaşanıyor.

-Belediyeler CHP’yi iktidara taşıyabilir mi?

Birçok faktör bu soruyu etkiler. Belediyeler elbette etkilidir. Ancak, Cumhurbaşkanlığı sistemi, devleti öyle bir yapılandırdı ki, daha önce siyasetçiler tarafından yönetilen makamlar şimdi bürokratlar tarafından yönetiliyor. Bu durum siyaset için olumsuz bir gelişmedir.

İnsanların yaşamını etkileyen sosyal konularda görevini yeterince yerine getirmeyen bir bakan, bir bürokrat olarak sadece Cumhurbaşkanı’nın onayını alacak işler yapar. Ancak, siyasi bir liderin, kendi ideallerini topluma yansıtması son derece önemlidir. Bu noktada da belediyeler ön plana çıkıyor.

Bence “Bak, en iyi yolu biz yapıyoruz” diyebilmeliyiz. Ya da ben dinlenme günü dahi çalışarak halkımıza hizmet etmek için çaba göstereceğim; sonuçta ben siyasiyim.

Süreç Üzerine Görüş

Elbette farklı etkenler de mevcut. Türkiye’deki siyasal gelişmeler son derece önemlidir. Özellikle Kürt sorunuyla ilgili yürütülen yeni süreç bazı gelişmelere kapı aralayabilir. Eğer bu süreç, toplum tarafından olumlu karşılanırsa, bu durum seçim sonuçlarını da etkileyebilir.

Siyasi partilerin bu meseleye dahil edilenlerin arasında yakınlaşma sağlanabilir. Geçmiş seçimle mevcut seçim arasında bazı farklılıklar ortaya çıkabilir. Yani belki önceki seçimde birlikte hareket eden partiler, bu seçimde farklı bir tavır sergileyebilirler.

CHP’nin Yoksulluk Üzerine Odağı

-Bu süreçte CHP ne yapmalı?

Partimizin hızlı bir şekilde belediyeler aracılığıyla halkın en büyük sorunu olan hayat pahalılığına ve yoksulluğa odaklanması lazım. Vatandaşlar, siyasilerin ilgilendiği konulardan ziyade kendi yaşamlarını etkileyen meselelerle ilgileniyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin temel odak noktası yoksulluk ve hayat pahalılığı olmalıdır.

Sadece bununla sınırlı kalmamalıyız; somut adımlar atarak vatandaşa ne yapacağımızı anlatmalıyız. “Eğer biz iktidara gelirsek yoksulluk sorununu şu şekilde çözeceğiz” gibi net ifadelerle halkın güvenini kazanmalıyız. Ayrıca, hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğünü de çözmek için öneriler sunmalıyız.

Vatandaş, bizi dinlediğinde “Bu sorunları çözebilirler” diyebilmeli. Böyle olduğu zaman, anketlerde yüksek olan kararsız seçim seçmenleri azalacaktır. Şikayet etmek yeterli değil, aksi takdirde halk zaten bu sorunların farkında. Kararsız seçmen oranı bu yüzden yüksek. Muhalefetin güven vermesi gerekir. Bunu da somut örneklerle gerçekleştirebiliriz. Bir örnek olarak benim belediye çalışmalarım gösterilebilir; diğer tarafta ise genel başkanlık sözü öne çıkmalıdır.

Parti Yönetiminin eksiklikleri hakkında neler düşünüyorsunuz?

Birlikte çaba göstereceğiz. Ben görevimizin gereğini sizinle paylaştım. Genel Başkan ve diğer kişilerle bu konuları konuşuyoruz.

Resmi Olarak Cumhurbaşkanı Adayımız Yok

-Ekrem İmamoğlu aday olduğu takdirde somut söylemin hayata geçeceğine dair bir inanış var. Ne dersiniz?

-Ön seçim sonrası partide ikili bir yapının ortaya çıkabileceği ve bunun partiyi olumsuz etkileyebileceği kaygısını paylaşıyor musunuz?

Bunlar ihtimaller arasında yer alıyor. Bu sürecin karmaşık dinamikleri olabilir. İşte bu tür risklerin yaşanmaması için gerekli önlemleri almalıyız. Bunu başlıca görevi üstlenen, Sayın Genel Başkan ve partinin yönetimi gerçekleştirmelidir.

Bilgi Eksikliği

-Yeni çözüm sürecinin seçim sonuçlarını etkileyebileceği yönünde değerlendirmelerde bulundunuz. Bu sürece nasıl yaklaşıyorsunuz?

Elbette olumlu bir şekilde sonuçlanmasını umuyorum. Toplumda travmalara neden olan bir meselenin ortadan kalkmasını arzuluyoruz.

Ama mevcut gerçeklik şu ki; bu sürecin beklenildiği gibi yürüyebilmesi için bir sürecin planlı ve şeffaf yürütülmesi şarttır. Muhalefetin durumu bilgilendirilmediği bir süreç yaşandı, bunun kabul edilebilir olmadığını düşünüyorum.

Doğru süreç, siyasete demokratik katkılar sağlayarak ilerlenmesi gerekliliğidir. Eğer bir irade varsa, hukuki zemin oluşturulmalıdır. Bu çerçeve yeterince şeffaf olmalı, toplumsal hassasiyetleri gözetmeli, karar alınmadan önce siyasi partilerle işbirliği sağlanmalıdır; böylece sürecin başarıya ulaşacağına inanıyorum.

CHP’nin Pozisyonu ve Sürecin Önemi

Bu süreçte, Cumhuriyet Halk Partisi’nin katkısının ne denli önemli olduğunu vurgulamak isterim. Partim, bu konudaki süreçleri temkinli bir şekilde takip etti ve halkın hassasiyetlerine büyük önem vermektedir. 40 yıldır devam eden etkenler göz önünde bulundurulursa, toplum içinde bir hassasiyet oluşturulması kaçınılmaz. Eğer temel ilkelerimiz doğrultusunda bir yol izlenirse, elbette ki CHP’nin katkısı da sağlanacaktır.

Muhalefet olarak görevimizi yerine getirmemiz önemlidir. Bu durum toplum için pek çok fayda sağlayacaktır.

İmamoğlu Üzerine Yürütülen Süreç

-Ekrem İmamoğlu’na yönelik davaları ve soruşturmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Özel bir süreç işlemekte. Hedefleri, kendisini zayıflatıp önümüzdeki seçimlerde aday yapmamaktır. Ancak kendisi, başarılı olma ihtimali en yüksek siyasetçilerden biridir.

Dağınık Bir Görüntü Vermemeliyiz

Yaptıkları hukuksuzluklara karşı gereken direnci göstermeliyiz. Bu konuda kamuoyunu bilgilendirmeliyiz. “Bize ne yapalım, elimizden bir şey gelmiyor” gibi söylemlerle bu sorunu aşamayız. Cumhuriyet Halk Partisi’nin gücünün yanı sıra birlikteliğini de kamuoyuna net bir şekilde göstermeliyiz.

-Ekonomik Sıkıntılara Yönelik Halkta Oluşan İtirazların Partinize Yansımadığı Yönünde Olasılıklar Var

Bu durumda kararsızların hala yüksek bir oranla varlığı gösteriyor ki; güven vermekte eksikliklerimiz var. Bu nedenle onlara güven vermeliyiz. Böylece kararsızları azaltabilir ve CHP’yi birinci sıraya taşıyabiliriz.

Adnan Beker Üzerine Eleştiriler

-Partinize yönelik son zamanlarda milletvekili transferleriyle ilgili gelir eleştirilerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Burada dikkatli olmalıyız. Her geleni kabul etmemeliyiz. Sayısal olarak artış sağlamak yeterli değil; bu kişilerin partimize ne katacağını düşüneceğiz. Fikirleri, partimizin dünya görüşüyle uyumlu olmalı.

Bu kadar ilkesiz olmanın anlamı yok. Önceden, belediye yönetimi için geçerli olmayan bir isim, şimdi bize katılmayı arzuluyorsa, gelmekte serbesttir ancak bu ilkeye bağlı bir kabul olmalıdır.

Ne Gelişti?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK’nın liderine çağrıda bulunarak, silahların bırakılması önerisinde bulundu. Abdullah Öcalan, bu taleplere yanıt vererek, PKK’nın kendini feshetmesi gerektiğini vurguladı. “Sayın Bahçeli’nin çağrısı ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın iradesiyle birlikte, diğer siyasi partilerden gelen olumlu yanıtlarla birlikte bu atmosferde bir silah bırakma çağrısı yapıyorum” ifadelerini kullandı.

Öcalan, “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısını, pratik silah bırakılması ve PKK’nın kendi tasfiyesinin yanında hukuki çerçevenin kabulünü gerektirdiğini de ekledi.

Öcalan’ın çağrısına ise, PKK Yürütme Komitesi, bu yaklaşımı destekleyerek, gerekli adımları atacaklarını belirtti. Komite, 1 Mart’tan itibaren ateşkes ilan ederek, saldırı yapılmadıkça eylem yapmayacaklarını duyurdu.

“`