Ons 2 bin 363 dolarda, serbest piyasada gram altının satış fiyatı ise 2 bin 475 lirada. Altın fiyatlarındaki yükselişin nedenleri ve artışın devam edip etmeyeceği merak konusu.
Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Candaş Atalay, altın piyasası ile ilgili merak edilen soruları Enson için yanıtladı.
Atalay, kur oynaklılarının artmayacağını ancak altın fiyatlarındaki artışın henüz başında olunduğunu aktararak, yıl sonunda ons altının 2 bin 500 dolara, gram altının da buna paralel olarak 3 bin 250 liraya kadar çıkmasının beklendiğini dile getirdi.
Altın piyasasındaki son durum
Altın ve Para Piyasaları Uzmanı ve Yatırımım Trader Ceo’su Candaş Atalay, altın piyasasındaki son durumu Ensonhaber için özetledi.
Jeopolitik gerginlikler
Atalay’a göre altın fiyatlarını artıran iki sebep var. İlki jeopolitik riskler diğeri ise artan yerli talep:
Altın fiyatlarını artışının birinci nedeni global. Özellikle jeopolitik belirsizliklerin, daha doğrusu risklerin son derece artmış olması. Bir tarafta Rusya Ukrayna Savaşı, diğer tarafta Çin, Tayvan gerginliği. Bununla birlikte Orta Doğu’da özellikle İsrail, Hamas’la başlayan ve bölge ülkelere de yavaş yavaş sirayet eden bir çatışma ortamı ve bunun akabinde gelişen bir güvenli talep ihtiyacı. Altın fiyatlarının ciddi manada taleple birlikte yükselişine ulaştı.
Artan yerli talep
Diğer bir etken olarak da buradaki yerli talebi değerlendirebiliriz. Özellikle Türkiye’nin seçim atmosferindeki süreciyle birlikte iç piyasada altında çok ciddi bir talep olan süreçten geçtik. Bu da fiyatların biraz yurt dışıyla ayrışmasını, özellikle yurt dışına göre biraz daha yüksek montajlı fiyatlı olmasını ve her şeyden önemlisi uzun bir süredir Türkiye’de devam eden altın ithalatına uygulanan kota sebebiyle de ciddi manada primli bir fiyat görmemize yol açtı. Bu iki etmenin bir araya gelmesiyle birlikte altın fiyatları Türk Lirası cinsinden özellikle iç piyasada yılın ilk üç ayını ciddi manada rekorlarla kapattı diyebiliriz.
Altın fiyatları yükseliş ivmesini sürdürecek mi?
Evet, şu aşamada baktığımız zaman bu son yükseliş hareketi özellikle ons altın tarafındaki 2 bin 400 dolarlık yükseliş hareketinin çok fazla ekonomik gerekçelerle desteklendiğini ifade edemem. Özellikle ABD Merkez Bankası Fed’in hala yüksek bir yüksek ve sıkı bir faiz politikası uyguluyor olması ve sürekli faiz indirim döngüsünü piyasaların beklentisinin aksine yeteri olması ve bu noktada biraz da ABD dolarının ABD hazine tahvil kağıtlarının daha fazla ilgi görmesini, altının biraz daha ötelenmesi ve geri planda kalmasına yol açıyor.
“Altın fiyatlarındaki artış balon”
Tabii bu özellikle altın fiyatlarında şu aşamada yaşamış olduğumuz fiyatın bir miktar bize balon olduğunu ifade etmemizi açıkçası netlikle söyleyebilirim. Normal koşullar altında değerlendirecek olursak, altındaki arz talep eğrisi her zaman madenden çıkış çarpı bir buçuk fiyat optimizasyonu ile dengesini bulmuştur.
“Ons altındaki 250 dolarlık pirim sadece jeopolitik risklerin etkisinden kaynaklandı”
Bugün bir ons altının ortalama madenden çıkış maliyeti 1.400 dolarsa, bunun uluslararası piyasalarda fiyatlama mekanizması ortalama bir buçuk çarpı yani 2 bin yüz 2 bin 150 dolar bandında oluşabilir diyebiliriz. Şu an 2 bin 400-2 bin 350 dolarlara yakın bir ons altın fiyatı görüyoruz. Buradaki 250 dolarlık prim açıkçası tamamıyla ‘jeopolitik risklerden ve gerginliklerden kaynaklanıyor’ diyebiliriz.
“Kısa sürede fiyatlarda geri çekilme görülebilir”
Atalay, altın fiyatlarının jeopolitik riskler Fed’in faiz politikası nedeni ile arttığını, bir ay içide değeri düşse de yıl sonuna kadar artışının süreceğini dile getirdi.
İran ve İsrail arasındaki çatışma ortamının da açıkçası beklentilerin ötesinde çok fazla agresifleşmemesi ve biraz daha durulma eğilimine gitmesi ve burada bu sert yükseliş sonrası bir miktar düzeltme görmemiz, yani fiyatlarda biraz daha geri çekilme eğilimi içerisinde olacağımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Fakat yılı iki bölümü görmekte fayda olduğunu düşünüyorum.
“Şu an altın fiyatlarında gördüğümüz yükseliş henüz yolun başı”
Özellikle yılın ikinci yarısı için ABD’de faiz politikasında değişikliğe gidecek olması ve Fed’in faiz indirimlerine başlayacağı bir sürece girmemizle birlikte, altın fiyatlarındaki bu yükselişin de henüz hiçbir şey ifade etmediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Özellikle son 20 yıla baktığımız zaman, Fed ne zaman faiz indirim döngüsüne girse, özellikle 2000 yılında yüzde 57, 2006 yılında yüzde 235, 2018 yılında da yüzde 69’luk bir yükselişten bahsediyoruz ki bizim şu an altın fiyatlarında gördüğümüz yükseliş henüz yolun başı. Yani yüzde 20’lik bir prim seviyesinden bahsediyoruz.
O yüzden yükseliş namına yılın bütününü değerlendirecek olursak henüz daha hiçbir şey görmediğimizi rahatlıkla ifade edebilirim. Ama kısa vade için özellikle bu 1 aylık vade için jeopolitik risklerin de biraz durulması ile birlikte altın fiyatında biraz konsolidasyon, biraz geri çekilme fiyatı da görmemiz makul bir senaryo olarak önümüzde duruyor.
“Kur tarafında çok fazla yükseliş beklentisi içerisinde değilim”
Gram altın özellikle çift taraflı çarpan etkisiyle fiyatlarının bir hibrit ürün. Açıkçası hem ons altın hem de dolar/TL kurunun beraber çarpan etkisiyle oluşturduğu bir fiyatlama mekanizması diyebiliriz. Burada özellikle kur tarafında çok fazla yükseliş beklentisi içerisinde olmadığımı rahatlıkla ifade edebilirim.
“Haziran ayında Türkiye’nin gri listeden çıkacak olması önemli”
Özellikle haziran ayında Türkiye’nin gri listeden çıkacak olması ve artık yabancı fonların Türkiye’ye biraz da rahat giriş sağlayabilecek olması ve bununla birlikte not artırım beklentileri ve her şeyden önemlisi özellikle sıkı para politikasına biraz daha sürebilecek olması. Bu noktada Türk parasını çok fazla bir volatilite, yukarı yönlü hareketi, atak beklentimizi, örtülü fakat ons altın tarafında tam tersi özellikle ABD Hazine kağıtlarının da cazibesini yitireceği bir periyoda girmemizle birlikte ‘altın fiyatları ciddi manada yükseliş eğilimi içerisinde olacaktır’ diyebiliriz.
Gram altında yıl sonu tahmini: 3 bin 250 lira
Bu noktada ons altının özellikle yılın ikinci yarısıyla birlikte Hindistan ve Çin’deki alımların da özellikle eklenmesiyle birlikte 2 bin 500 yüz dolar ons bazında geçeceğini, TL noktasında da 3 bin TL, 3 bin 250 civarına ulaşmasını ulaşmakta çok fazla zorlanacağını düşünmüyorum.