Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr – ABD’nin Türkiye’yi Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alınmasını gerekçe göstererek F-35 programından çıkarmasının ardından Türkiye ile ABD arasında devam eden F-16V tedariğine yönelik görüşmelerin uzaması ve çeşitli nedenlerle çıkmaza girmesi Türkiye’yi bu konuda farklı alternatifler aramaya yönlendirdi. Daha önce de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin bu konuda alternatiflere sahip olduğuna dikkat çekmiş ve F-16’ların verilmemesi durumunda Türkiye’nin farklı seçeneklere yöneleceğini söylemişti. Bu konudaki son açıklama Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’den geldi.
Milli Savuma Bakanı Yaşar Güler’in TBMM’de katıldığı Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekilleri tarafından yönlendirilen soruları cevapladığı sırada, “F-35’i alma taraftarı değilim. Eurofighter almak istiyoruz. Çok etkili bir uçak. İngiltere ve İspanya’dan 40 adet Eurofighter savaş uçağı almayı planlıyoruz” şeklinde konuşmasının ardından gözler İngiltere, Almanya, İspanya ve İtalya ortalığında üretilen Eurofighter Typhoon’a çevrildi. Peki olası bir Eurofighter Typhoon alımında F-102 uçaklarından sonra ilk kez delta kanatlı bir uçağa sahip olacak olan Türk Hava Kuvvetleri ne gibi yetenekler kazanacak? Savunma ve Denizcilik Araştırmacısı Kozan Selçuk Erkan, Milliyet.com.tr için yorumladı.
Eurofighter Typhoon uçaklarının F-35’ten sonra elektronik anlamda en gelişmiş uçaklar olduğuna dikkat çeken Savunma ve Denizcilik Araştırmacısı Kozan Selçuk Erkan, “F-35’i bu noktada sahip olduğu yetenekler bakımından özel bir yere koyarsak hemen arkasından Eurofighter’ın geldiğini söyleyebiliriz. Fransa’nın ürettiği ve yakın zamanda Yunanistan’ın da satın aldığı Rafale uçaklarından çok daha güçlü elektronikleri daha güçlü motorları ile Avrupa’nın en iyi savaş uçağıdır. Yani son derece gelişmiş bir uçaktan bahsediyoruz” dedi.
Eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın görevde olduğu sırada İngiltere ziyareti kapsamında Kraliyet Hava kuvvetleri envanterinde bulunan Eurofighter Typhoon savaş uçaklarını incelediğini hatırlatan Erkan, “Hulusi Akar’ın incelediği uçaklar Trench-1 olarak bilinen ve hava-hava görevleri için üretilen uçaklardı. Ancak şu an üretilen uçaklar artık çok yönlü savaş uçaklarına dönüştüler. Yani hava-hava ve hava-yer görevlerini icra edebiliyorlar. Hulusi Akar’ın incelediği uçaklar İngiltere’nin de 1 yıl içinde emekli etmeyi düşündüğü uçaklar. Eğitim ve lojistik altyapının kurulması için İngiltere’nin elden çıkaracağı uçaklar alınıp Türk Hava Kuvvetleri’ne hızlıca entegre edilebilir. İlk etapta pilotlarımız bir süre İngiltere’de eğitim gördükten sonra 1 yıl içinde Türkiye’de en az 12 uçaklık bir eğitim filosu oluşturulabilir. Bu esnada da gelişmiş Trench-3 veya Trench-4 modellerinden sipariş verilebilir veya yine ikinci el alım yoluna gidilebilir. Sıfır uçaklar sipariş edilirse bunların gelmesi de 2 ila 2,5 yılı geçer diye düşünüyorum. Çünkü Eurofighter Trench-4’lere özetle üretimi daha zahmetli uçaklar diyebiliriz” şeklinde konuştu.
‘DOĞRU BİR ANLAŞMAYLA KENDİ SİLAHLARIMIZI TAKARIZ’
“Eğer doğru bir anlaşma yaparsak biz Trench-1 uçaklarına müdahale edebilecek ve kendi silahlarımızı takabilecek seviyede bir ülkeyiz” diyen Kozan Selçuk Erkan, Türkiye’nin uçaktan atılabilir mühimmatlar geliştirme konusunda oldukça geniş bir ürün yelpazesine sahip olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Eğer böyle bir alım olursa Türkiye uçağın üreticileri dışında bu uçağa kendi silahlarını entegre etme yeteneğine sahip olan ülkelerden biri olacak. Hatta bazı noktalarda üreticileri bile geride bırakacağını söyleyebiliriz. Çünkü İngiltere, İspanya, Almanya ve İtalya’nın üretmeyi tercih etmediği bazı silahların da üretimini yapıyoruz. Yani eğer olası anlaşmanın şartlarında bu konuda izinler bulunursa Trench-1 versiyon uçaklarda kendi silahlarımızı da kullanabiliriz. Bu konuda satış yapacak olan tarafların olumlu bir yaklaşım içinde olacağını düşünüyorum. Uçağın tamamını bize açmasalar bile Bozdoğan ve Gökdoğan gibi yerli mühimmatlarımızı kullanabileceğimiz şartların bize sağlanacağını düşünüyorum.”
İngiltere, İspanya ve İtalya’nın Eurofighter Typhoon uçaklarının üretici ortaklarından olan ve Türkiye’ye olası uçak satışına karşı çıkan Almanya’yı ikna etmesinin zor olduğunu düşündüğünü söyleyen Erkan, “Bunun yakın zamanda mümkün olduğunu düşünmüyorum. Ancak Almanya ve Türkiye arasında halihazırda devam eden politik gerilimlerin biraz soğumasıyla Almanya’nın ikna edilmesi mümkün olabilir. Bu da biraz zaman alacaktır diye tahmin ediyorum” dedi. Eurofighter Typhoon’lar da ABD menşeli parçalar da kullanıldığını belirten Kozan Selçuk Erkan, “ABD’nin bu noktada İngiltere, Almanya, İspanya ve İtalya’ya çok özel bir baskı uygulamaması halinde bu parçaların ihraç izinleri var. ABD’nin bu noktada çok çok özel bir baskı uygulaması gerekir ve bu baskıyı bize değil İngiltere’ye uygulaması gerekir. O noktada da farklı ilişkiler devreye girer. Bu sebeplerden dolayı Eurofighter uçaklarına olabilir ihtimali ile bakıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Trech-1 model Eurofighter uçaklarının dahi Yunanistan’ın elinde bulunan Rafale uçaklarından daha üstün uçaklar olduğunu söyleyebiliriz. Motorları daha güçlüdür, elektronikleri daha iyidir ve radarları da daha güçlüdür. Yani her yönüyle iyi uçaklardır. Yunanistan’ın gelecekte F-35 alma ihtimalini denklem dışına çıkarırsak Eurofighter uçaklarının alınmasını Türkiye’nin Ege’de elini fazlasıyla güçlendirecek ve olası riskleri en aza indirecek bir hamle olarak görebiliriz.” – Kozan Selçuk Erkan
‘UÇAKLA BİRLİKTE MÜHİMMAT ALIMI DA GÜNDEME GELEBİLİR’
Eurofighter Typhoon savaş uçaklarının 200 kilometre menzile sahip Meteor hava-hava füzesi, 250+ kilometre menzilli Storm Shadow Füzesi ve Exocet gemisavar füzesi atabildiğine dikkat çeken Kozan Selçuk Erkan, olası Eurofighter alımıyla birlikte mühimmat alımının da gündeme gelebileceğini ifade ederek, “Trench-3 ve Trench-4 olan Eurofighter’lar yukarıda saydığımız çok özel mühimmatları atabilme yeteneğine sahipler. Biz bu silah sistemlerinin muadillerini üretmeye ve geliştirmeye devam ediyoruz ancak yerli mühimmatlarımızın biraz daha olgunlaşması gerekiyor” şeklinde konuştu. Olası bir mühimmat alımı yapılırsa Fransa’nın bu konuda herhangi bir engel oluşturma ihtimalinin bulunmadığını belirten Erkan, “Fransızların bu konuda herhangi bir ihraç kısıtlamasıyla ilgili anlaşmaları yok. Fransızlar tıpkı uçak üretiminde olduğu gibi mühimmat üretiminde de kendi yollarını çizdiler ve oradan ilerlediler. Storm Shadow füzelerini farkı bir isimde kendileri için üretiyorlar. Belki tam anlamıyla Fransız üretimi olan bir Exocet füzesini vermezler ki ona da zaten şu an için gerek yok. Yani bu konuda herhangi bir engel çıkarabilecekleri durum içinde değiller” diye de ekledi.
‘KAAN BİZİM HAVACILIKTAKİ KURTULUŞ SAVAŞI’MIZ’
Türkiye’nin yerli ve milli imkanlarla geliştirmeye çalıştığı hava platformlarının oldukça kritik öneme sahip olduğunu ve esas çözümün bu platformlar olduğunu vurgulayan Kozan Selçuk Erkan, “Milli Muharip Uçak, Türk savunma sanayinin ve memleket güvenliğinin Kurtuluş Savaşı’dır. En yüksek teknolojiye ulaşıp tüm dünyayla rekabet edebilecek gelişmiş bir ürünü yüksek yerlilik oranıyla yapabilmek ülkemiz için bir çıkış yoludur” diyerek sözlerini noktaladı.